Page 23 - Kalemyar
P. 23
Bu meslekte kendini tüketmekten ziyade tebessümden ziyade lakaytlığa yorumlanan
kendini güncelleme vardır. Peki ya her gün bizi gülücükler, çocuksu muzipçe davranı lardan
güncelleyen ey nedir mi dersiniz? Bir öğrencinin ziyade idam suçu(!) gerektiren davranı lar…
günaydın deyi i, bir öğrencinin tebessümü, ya
da bir öğrencinin melül melül bizden efkat Her ey gözümüzde büyür de büyür. Lanet
bekleyi i. Akran baskısı kar ısında bir öğrencinin okumalar günlere, lanet okumalar sını ara, lanet
bizden yardım talebi, ya da sınıfa girildiğinde okumalar ahıslara ve dahi lanet okumalar bu
her gün otuz gözün bizim gözümüzün irisine mesleğe, hatta görevli olduğumuz bu ehre
bakı ıdır bizi güncelleyen, bize güç kuvvet veren, bile…
bize mesleği sevdiren…
İ te bunun için güncelleme, i te bunun için
Tabi göz vardır görmez, kulak vardır duymaz. kitap okuma…
Göz görende manasını bulur, kulak Öğretmenlik sadece bundan ibaret midir?
i itende… Elbette hayır. Profesyonelce çalı an bizlerin
Güncelleme deyip geçmemek lazım. Hem meslek hayatında mesleğimizin eksiğini gediğini
öyle değil midir ki en basit bir akıllı telefon bile kontrol edecek olan öz denetim de bu mesleğin
güncelleme yapamadığında ağırla ır, kontrolden olmazsa olmazıdır. Öz denetimi yaptığımızda
çıkar ve belli bir süre sonra çöker. Peki ya insan kendimize hata hakkı vermeli ama hatada ısrar
yeti tiren bir insanın sinir kontrolü gerektiren etmemeliyiz. Öz denetimde kendi hatalarımıza
bu meslekte, kendisini check up yapamaması, hayı anmalı ama bu hataları ki iliğin bir parçası
kendisine bula an virüsleri kendisinden bir parça olarak değil, davranı ımızın anlık bir kesiti olarak
bilme yanılgısına dü mesi tehlikesi doğurmaz değerlendirmeliyiz. Öz denetimde ki ilere ve
mı?
ki iliklere, farklılıklara, ‘yeni’lere, yeniliklere,
Geçim derdi, e derdi, karde derdi, evlilik- özgünlüklere saygıyı ön plana çıkarmalıyız. Bu
evlad derdi derken dert ala dert… Hepsi bizi öz denetimde meslekta lardan teknik destek
bulur hepsi bize çatar. Bizi bizden alıp savururken almak, onların tecrübelerinden faydalanmak öz
değil öğrencimizi, evladımızı, hatta bizi bile denetime aykırı değil, bilakis öz denetime özce
bize yabancı kılar. Bu dertlere gark olurken bir müdahalenin ta kendisi olsa gerek.
bakmı ız ki iki ay boyunca çocukların gözlerinin
içindeki sevinci göremeden geçti ömrümüz. Bir Bizim de dahil, ki bu eğitim öğretim
bakmı ız ki, bize günaydın deyip bir güler yüz tedrisatında “siz-biz” yoktur, buradaki tüm
bekleyen öğrenciye sadece sesimizi lütfedip, meslekta larımızın meslek onuruna, bir olan-
yüzüne bakmadan geçmi iz. Bir bakmı ız ki, biricik olan ki iliğine ve de siyasi duru una
“Bitse de gitsek!” sözü dilimize pelesenk olmu . saygı duymak ve dahi saygı duymak da yetmez
teminatını sağlamakla bir okulda profesyonellik
Ardımızda ise sınıf yönetiminde
sağlanır. Çalı ana ve öğrenciye “İdeolojini dı arıya
çatırdamalar, dersimizde gerilemeler,
at da gel” demek değil, “Senin ideolojin i ine
öğrencilerden katlanılması imkânsız, sineye
çekilemeyecek ve sonunda dayanamayıp sigaya karı madığı ve bana hayat hakkı tanıdığı sürece
çekilen türden davranı lar alır ba ını gider. değerlidir, ona saygı duymak esastır.” demektir
Öznellikten nesnelliğe dönü en öğrenciler, profesyonellik.
23