Page 53 - GençNazar - Edebiyat Kültür ve Sanat Dergisi
P. 53

ene 2009… Ün vers te hayatımın  lk   veya b r acıyı… B r acıyı tar f edemey p susa-  Kapı koluna uzandım. Son b r kez der n   “Oğlum arkadaşınla alay etme.” d yeceğ m es-
 yılları… “Topluma H zmet Ders ” kap-  rak haykırmanın çares zl ğ n n ortaya çıkardı-  b r nefes aldım. Nasıl b r manzara  le karşıla-  nada aklıma geld . Koca sınıfta ben m dışım-
 Ssamında  körler  okuluna  g deceğ -  ğı o karanlık  şte… En ufak b r sorun karşısın-  şacağımı tahm n edem yordum. Korku yer n    da zaten herkes kördü.
 m z  söylend .  Tam  adıyla “Gaz antep  GAP   da hayata  syan eden ben; acaba dünyam ka-  heyecana bıraktı. “Ya Allah B sm llah” dey p   Gördüğüm  manzara  c dden  bambaşka
 Görme Engell ler Ortaokulu”. İlk duyduğum   rarsaydı ne yapardım, d ye düşünmeden ede-   çer  g rd m. Karşımda hayata küsmüş  nsan-  b r şeyd … Karşımdak  çocuklar kör olmaları-
 anda g tmek  stemed m çünkü ders ne g re-  med m. Yarım b r yaşam, karanlık b r dünya,   larla  karşılaşmayı  beklerken  b lak s  hayatla   nı  çok  güzel  kabullenm ş  ve  bu  haller yle
 ceğ m z sınıf, görme engell lerden oluşan b r   eks k b r  nsan… Sanırım hayata küser, daha   barışık senden benden farkı olmayan  nsan-  gayet güzel b r hayat yaşıyorlardı. Sınıf olarak
 sınıftı. İsteks z olma sebeb m o hüzün dolu   da  ç me kapanır, k msey  duymak  stemez, ka-  lar vardı. Gözler  göremeyeb l r ama asıl ışık,   çok  güzel  gülmeye  devam  ett k.  Gülmeler
 duygu dolu atmosfer  bünyem n kaldırmaya-  ranlık b r dünyanın karanlık b r gölges nden   gözler nden okuduğum büyük b r umut ve   devam ederken b rb r  ardına gelen espr ler
 cak olmasıydı. Ama hayat her zaman b ze ter-  öteye geçemezd m.  heyecandı.   le gülmeler devam ett . Sanırım hayatımda
 c h hakkını sunmuyor. İsteks z de olsam g t-  Bu duygular ve düşünceler sarmışken her   Karşımdaydılar, capcanlı gözlerle bana ba-  en güzel güldüğüm gündü. Güzel gülmen n
 mek zorundaydım. Çek ne çek ne hocamıza   yanımı, zaman gel p çatmış ve kend m  körler   kıyorlardı.  Çek n rler  d ye  düşünürken   lk n   ayrı  mesele  olduğunu  o  gün  anladım.  En
 derd m  anlattıysam da kabul etmed . Ayrıca   okulunda bulmuştum. Dışarıdan bakınca çok   onlar bana “Hoş geld n z Öğretmen m!” ded -  güzel  çocuklar  güler  çünkü  yalansız  güler
 ders filan vermek  ç n değ l sadece akşamları   güzel b r okul yapmışlardı. Ama güzel olup ol-  ler. Konuşmama fırsat vermeden: “Neden bu   onlar. Onların  çten gülümsemes n  görmek
 çocuklara k tap okumak  ç n g deceğ m söy-  maması  buradak    nsanlar   ç n  çok  da  b r   kadar geç kaldığımı, ne zamandan ber  ben    mutluluğun  en  güzel n   yaşatır   nsana.  B r
 lend .  Bu  b raz  rahatlamamı  sağladıysa  da   anlam  fade etm yordu sanırım. İdare  le gö-  bekled kler  söyled ler.” Üzer mdek  şaşkınlığı   çocuk gülerse, dünya güler. Ben m dünyam o
 henüz  korkularımın  esaret nden  kurtulmuş   rüşüp kısa b r tanışma faslından sonra g rece-  henüz atmış değ ld m. Sadece d nl yordum   gün bambaşka gülüyordu  şte.
 değ ld m. Görme engell  kardeşler m ze se-  ğ m sınıfa doğru yürümeye başladım. Kor do-  çocukları. Hayatımda  lk defa böyle b r olayı
 vecekler  b r k tap okumak… Düşününce ku-  run  sonundak   sınıf  d ye   zah  ett ler  bana.   yaşadığım   ç n  olan  b ten   anlamaya  çalışı-  Gülmeler devam ederken görev m  hatır-
 lağa  çok  hoş  gel yordu.  Fakat  korkularımın   Tenha ve karanlık b r kor dorda d zler mde t t-  yordum sanırım. Kısa b r sohbetten sonra he-  layıp çocuklara: “B rl kte k tap okuyalım mı?”
 esaret nde  de  kurtulmak  pek  mümkün  gö-  reme, yüzümde korku, beyn mde henüz tam   yecanımı az çok yenm ş, şaşkınlığımı atmış-  ded m. Öğrenc ler hep b rl kte: “Hocam, b l-
 zükmüyordu.                                           g sayarda bütün k tapların sesl  hal  var. K tap
 olarak atamadığım b r kararsızlıkla yürümeye   tım.  Çocuklardan  b r : “Hocam,  valla  ç ş m   okumak  sted ğ m z zaman oradan d nl yo-
 G tmekten başka çare kalmayınca b raz ha-  başladım.  Uzun  mu  sürdü  bu  yolculuğum,   geld , eğer g tmesem altıma edeceğ m. İz n   ruz zaten. Başka b r şey yapalım.” ded ler. Öğ-
 zırlık yapıp b raz da empat  kurmaya başla-  sınıf  mı  uzaktı  tam  olarak  em n  değ ld m.   ver r m s n z?” d ye sordu. Şaşırmış b r vaz -  renc ler söyled kten sonra hatırladım, görme
 dım. İk  gözümü sıkı sıkı kapatıp b r anlığına   Ama ömrümün en tuhaf yolculuğunu yapı-  yette “Tab   k  de” ded m. Ön sırada oturan b r   engell ler   ç n  özel  uygulamalar  yapılmış,
                                                                        1
 1
 kör olduğumu düşündüm. Sonuç mu? Karan-  yordum sank . N hayet kend m  kor dorun so-  arkadaşı: “Hocam bu arkadaş kördür, yolu bu-  hemen hemen bütün k tapların sesl  haller
 lık, karanlık ve hep karalık. Tar f ed lemeyecek   nunda buldum. Kor dorun sonundak  sınıf bu   lamaz. Yardımcı olmamı  ster m s n z? B l yor-  s steme yüklenm şt . Ş md  sınıfta öğrenc ler
 kadar ağır. Bazen b r reng  tar f edemezs n z   olmalı  d ye  geç rd m   ç mden.  Bu  olmalı   sunuz kör yol b lmez.” d ye sordu. Sınıfta b r   gördükten sonra çok güzel b r uygulama ol-
 ya da b r kelebeğ , gökyüzünü, gökkuşağını   çünkü bundan başka sınıf yoktu.   kahkaha koptu. Ben de  stems z b r şek lde:
                                                       duğunun farkına vardım.




 50                                                                                              51
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58