Page 80 - Kalemyar
P. 80
İbrah�m ERGUN
MATEMATİĞİN GÜCÜ k b r atomun artı ve eks yükler çekme kuvvet yle
AŞKINA b rb r n çek yorsa dü ünceler daha büyük b r
kuvvetle onu kend ne çek yordu, tem yordu.
Karıncaların nasıl bu kadar ağırlıkta yük ta ıdıklarına Kar ısındak vad de bulunan ayç çek tarlasını zlemek
hayran kalmı tı Ömer. Öğretmenler karıncaların sted . Her b r n n ortasında b n tane çek rdek. Her
kend ağırlıklarının 50 katı kadar yük ta ıdıklarını b r , b r tohum olacak ve her b r , b n tohuma gebe.
söylem t ama pek umursamamı tı. md gözüyle Onlar da yen b r ç çeğe gebe ve bu ç çeklerden
buna ah t oluyordu. Oturduğu ta ın altına karıncalar olu mu koskoca b r tarla…
yuva yapmı . Karıncaların her b r b r yönden gel yor,
yuvaya yarım metre kala sıraya g r yorlardı. Eğ t m Y ne dü ünceler onu bırakmadı. Açık mav gözler
almı askerler g b düzenl ve tert pl b r ek lde h ç haf fçe kısıldı ve gözünden k damla gözya ı döküldü.
sıralarını bozmadan y yecekler n yuvaya ta ıyorlardı. Musa Öğretmen havaların ısınmaya ba lamasıyla
Çalı kan olan bu karıncaları sevm ve onları b rl kte rehberl ğ n yaptığı aynı zamanda matemat k
zlemekten zevk almı tı. dersler ne g rd ğ sınıfına verd ğ sözü tutmu tu.
Sınıfını ehr n en güzel manzaralı p kn k alanına
get rm t . Öğrenc ler doğaya hemen uyum
sağlamı ; bazıları saklambaç oynuyor, bazıları p
atlıyor bazıları da p kn k alanında bulunan oyun
parkında vak t geç r yordu. Bazı öğrenc ler ne de
sorumluluk b l nc n a ılamak ç n görevler ver yordu.
Kı a elveda mesajları ta ıyan bu mevs m, öğrenc ler
sev nd rm t .
Ömer’ n, vad y ayaklarının altına seren ta ın üstüne
tek ba ına oturup kar ısındak manzarayı zlemes ,
aynı zamanda b r eyler mırıldanıp ağlaması
öğretmen n d kkat n çekm t . Kend ç dünyasıyla
D kkat n ba ka yöne çev rmes ne sebep olmu tu bu kadar çatı ma ç nde olan öğrenc s n n derd n
bal arısı. Tüm müz k enstrümanlarını çalan b r merak ett b r an.
sanatçı g b nsanı d nlend ren b r ezg yle önündek Ba ında olduğu mangalı, yanına çağırdığı ve bu ten
nazen n ç çeğ n taç yaprağına kondu. Bu arının anladığını söyleyen Furkan’a emanet ed p Ömer’ n
b nb r ç çekten polen toplayıp pusulası olmadan oturduğu yere doğru yürüdü.
nasıl ev n n yolunu bulduğunu ve bu yetm yormu
g b dünyanın en tatlı gıdasını nasıl yaptığını aklı Ömer, öğretmen n n geld ğ n görünce yanağını
almıyordu. Etrafta m s g b ç çek kokuları, ağaçların ıslatan gözya larını s ld . Kend n toplayarak
ye ll ğ nde tomurcuklanmı ç çekler, doğanın bu öğretmene olan saygısından ayağa kalkmaya çalı tı.
denl canlılığı yüzüne kan get rm t . B raz olsun Musa Öğretmen el yle ayağa kalkmasına gerek
doğa ona y gelm t . Her gün okulu ve ev arasında olmadığını bel rterek kar ısında bulunan ta a oturdu.
mek k dokuyup aynı eyler yapmaktan ve her gün Musa Öğretmen: Anlat bakalım Ömer ney n var?
dört duvar arasında kend s n n önemsenmed ğ n Neden bu kadar ağlıyorsun? Arkada larının heps
dü ünmek ona çok ağır gel yordu. A les n n ona p kn ğ n tadını çıkarıyor sen se yalnız ba ına oturmu
yaptıklarını unutup kar ısındak manzarayı zlemek kend nle konu uyorsun!
st yordu. Ama dü ünceler ona engel oluyordu. Nasıl
80