Page 10 - GencNazar
P. 10
Nurhan ÖZGÜN
YAĞMUR LEKESİ
Evden çıkmayışımın, daha doğrusu bu odadan ayrılmayışımın kaçıncı günü,
bilmiyorum. Bu odada ben ne yapıyorum, sorma, onu da bilmiyorum. Bilsem gelir miydim
buraya? Bu odaya, bu kapkara mezara. Ev hiç bu kadar oda, oda hiç bu kadar ev olmamıştı.
Üstüme üstüme geliyor bütün duvarlar. Ezilsem, altında kalsam sevineceğim neredeyse. Bak,
bu leke gibi, odaya dağılan benim. Geldim ve kararttım burayı. Çokça canını sıktım odanın.
Çok sıkıldım. Bunaldım ve sonunda bir aynaya oturdum. Eve sığışmaktan şikayet ediyorsun.
Seni -içimdeki seni- bir evin dışında nereye sığdırabilirdim. Sessiz, sakin, sürekli
kaynayan bir çaydanlık, suyu tükendi, yandı yanacak. Işık cılız, sarı desen değil, beyaz desen
değil, kendini bile aydınlatmıyor. Yetişecek hiçbir şey yok. Konuşulmayacak çok şey var.
Dizlenmiş pijama, kolu sönmüş bluz. Yenmiş tırnaklar... Hayır, bunu demeyeceğim. Ellerimiz
çok güzel. Sürekli bir şarkı çalıyor. Uyuyorum, uyanıyorum. Hiç susmuyor. Pencereler açık,
kapılar kapalı. gözaltlarımız ortak özelliğimiz, saklama. Biri görseydi bıçak gibi keserdi bizi o
gıcırdayan koltuktan. Bazen baktığımda bende ne kadar sıkıcı bir bunalım diyorum.
Bohemlikte değil bu, düpedüz ucuz edebiyat. Kör bir huzur bu, nereye baktığımı bilmiyor
ama ne hissettiğimi biliyorum.
10