Page 50 - Kalemyar
P. 50

Emel GEDİK ANLI


                               GÜL ÖĞRETMENİM                        Yava ladım.  Sordum,  haksız  mıyım  Allah  a kına?
                                                                     Öyle   te, bazen de haksızsın, ded  ayna. Açık kalan
                                                                     musluktan akan geç kalmı lıklarımı avucuma
                                                                     doldurup yüzüme çarptım. Ayıldım.
                       Herkes sever öğretmen n  elbette ama ben b r ba ka
                      severd m. Nefes m zle buğulanan camlara  ek ller   B raz evvel topladığım k taplarımın arasındaydı
                      ç zd ğ m z soğuk kı  ak amlarında ağabey m  nsanlar   not defter m. Açıp okudukça hakkını veremed ğ m
                      ç zer;  nsanların eller ne de tüfekler ver rd . Ben,   günlere daha  y  yanayım d ye tutmu tum gal ba
                      öğretmen m   ç zer,  el ne  de  kalem  tutu tururdum.   bu defter . Koyu mav  kapağı hırpalanmaktan
                      Camın buğusu s l nmeye yüz tuttuğunda en sona   renk değ  t rm  t . En az y rm  yıllıktı. Ba ladım
                      hep öğretmen m n gülen yüzü kalırdı.           karı tırmaya. Anneannem n özlü sözler … Annem n

                                                                     bana detaylarıyla anlattığı yemek tar  er … K tap
                       İlkokul öğretmen mden bahsed yorum elbette.   alıntılarım…  A klarım…  Buldum.   Müzeyyen
                      ‘‘Eve g tmem ze kaç z l kaldı öğretmen m?’’ ded ğ mde    engönül.
                      b le bana gülen gözler yle bakan öğretmen mden...
                      Her gün sokakları a ındıran                                    Onca hatıranın arasından bulup
                      ayakkabılarım, b r arpa boyu yol                             çıkardığım  telefon  numarasını
                      alamazken z hn m  Kaf Dağı’na                                eller m t treyerek tu ladım. İsm
                      uçuran      öğretmen mden…                                   Müzeyyen’d  ama ben ona  ‘Gül
                      Okuyalım k  ‘ruh sef l ’ olmayalım                           Öğretmen m’ derd m. Çünkü hem
                      d yen; ruhumun çöller n  ye erten                            söylemes  kolaydı hem de güller
                      ı ık gözlü öğretmen mden…                                    g b  kokardı. Telefonu açtı. Efend m,
                                                                                   buyurun, ded  o naz k tonlamasıyla.
                        eb-  Yelda’da, ta ınmak  ç n ev                            Ya lanmı ,  ses nden  anladım.
                      toparlarken gördüğüm  lkokul                                 Ağzımdan    ‘Gül  Öğretmen m’
                      karneler mden sonra dü üverd                                 çıkıverd . B rkaç san ye havada asılı
                      aklıma. Yalnızca  Türkçes   dört,                            kaldı  k  kel me. Cevap yok. Ruh,
                      d ğer notları be  olan b r nc                                 ncec k b r buz tabakası… Kırılmı tı
                      sınıf karnemle bakı tık b r süre.                            elbet. H ssett m. Aysel dey   ndek
                      A’ları  ters  yaptığımı  anımsayınca                         l’y  kesk n söyley   nden h ssett m.
                      gözler mde ba layan tebessüm                                 L, yoktan yere b r uzaklık, b r engel
                      dudaklarıma da yayıldı. İçl  b r                             te k l  ett   o  an  aramızda.  Babam
                      ‘hey g d …”den sonra e yalarımı                              da öyle yapardı, bana kızdığında
                      toplamaya devam ett m. Fazla dü ünmeye gerek   adımın  son  harf n   bastırarak  söylerd .  Konu ma
                      yoktu. Solaktım ve çocuktum, a’nın çubuğunu ters    lerled kçe yumu adı ses . Çünkü o, emekl  de olsa
                      tarafa koymak ben m en doğal hakkımdı.
                                                                     öğretmend .  Ve öğretmenler a ederd . Anlattım

                       E yalarımı  hızlı  hızlı  toplarken,  araya  anısı  olan   her  ey  tek tek. Edeb yat öğretmen  oldum, ded m.
                       eyler g rmezse oldukça hızlı topluyordum, z hn m   Ters yaptığın a’lar düzeld yse sorun yok, ded . M zahı
                      dü ünmeye devam ed yordu ve madem bu           severd . Ben m herhang  b r  eyde aradığım tek
                      kadar sev yordun neden onu h ç aramadın, d ye   özell k olan m zah, onda vücut bulmu tu. Belk  de
                      soruyordu bana ısrarla. Aman canım,  lla aramak mı   onu bu yüzden bu kadar çok sev yordum. Yüz yüze
                      gerek, gönülden sev yor olamaz mıyız, d ye cevap   görü me sözü alarak sonlandırdık konu mayı.
                      ver yordum ben de  çer den. Hızlı monolog devam    Döndüm, geld m aynaya. Gül öğretmen m ben
                      ederken el m  yıkamak  ç n g rd ğ m lavabonun   unutmamı  ded m, haksız mıyım Allah a kına? Öyle
                      üstündek  duvarda asılı duran aynayla rastla tım.
                                                                       te, bazen de haklısın, ded  ayna.





                   50
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55