Page 29 - GençNazar - Edebiyat Kültür ve Sanat Dergisi
P. 29

Sayı: 3 /   2021



         leşt r lm ş  lah  b r unsur olan kalb n n çarpıntısıy-  Buram buram m ll  mücadele kokuyor ş  rler .
         la, şu mısrada  fades n  buluyordu.          “Türk  m llet ne  her  da m  üm t  aşılamıştır.  Ona
                                                      göre kalb nde Allah aşkı olanın üm ts zl ğe ayıra-
            “D l   yok  kalb m n  ondan  ne  kadar  b zarım
                                                      cağı b r kalp odacığı b le yoktur.”
         (usandım)!”
                                                         Âk f’e göre hayat meydanına atılan  nsanın
            Onun ruhunun, beden yle çehres ne akseden
 MEHMET AKİF’İN  manasını vasıflandırmak  sterken şu portrey  ç z-  karşısına çıkacak olan  lk engel üm ts zl kt r. Bu
 AHLÂKI VE İDEALİ  mem z  lazım  gel yor: Vakar  dolu  b r  alın,  haya   bakımdan başarılı b r hayat  ç n buradan  lk ve en
                                                      müh m unsur üm t oluyor. İnsanın devamlı muh-
         dolu b r çehre; ş ddet dolu b r bakış,  man dolu
                                                      taç olduğu bu üm d  en güzel şek lde tem n eden
 Reyyan NEHİR  b r s ne.”
                                                       mandır.  İslam   manıdır.  Öyleyse   manlı   nsan
            “Mehmet Ak f’  m llet ve İslam şa r  yapan fi-  üm ts zl ğe (ye’ se) düşmez:
         k rler ne gel nce Mehmet Âk f’ n  k  ülküsü bu-
                                                         “Ye’ se h ç düşmeyecek zerrece  manı olan…”
         lunmaktadır: İslam ve M llet.”
  r  nsanın  ler k  zamanlarda kend nden
 Res m: Reyyan NEHİR                                     Bu  durum   ç n  akıl  hocası  demek  ne  kadar
 sonrak  nes ller tarafından anılması  ç n   Burada apaçık b r gerçekt r k  babası  mam ya
                                                      doğrudur b lm yorum ama Mehmet Âk f o dö-
 Bgördüğü eğ t m, verd ğ  çaba, aldığı ter-  da medrese öğretmen  olan b r evlat yoktur k
 b ye,  lerled ğ  yolda her zaman yanında bulun-  b r gün ışığı bu tablonun b r tarafını aydınlatıyor.   aynı  zamanda  İslam'ı  öğren p  bunu  hayata   nemdek   nsanların yolunu aydınlatan b r ışık, b r
 durduğu yol azığıdır. İnsan olmayı a les nden öğ-  Bu  olgunlaşmanın  sonucu  edeb yat  onda  gele-  geç rmeyen b r evlat olsun. Mehmet Âk f; İslam’ı   yol göster c  olmuştur. Mehmet Âk f Ersoy m ll
 ren r, terb yes  ve ahlakı buna göre şek llen r. Meh-  nekleş r ve esas mesleğ n  aşar. B rtakım okullarda   öğrenm ş,  hayatına  geç rm ş  k m   zaman  b r   mücadele  ruhunu  sadece   nsanlara  aşılamakla
 met Âk f Ersoy’un da bu günlere gelmes n n ves -  edeb yat öğretmenl ğ  yapar. Bu edeb yat hocalı-  filozof  edasıyla  bazı  konulara  şüphe   le   kalmamış, aynı zamanda kend  de bu ruhu yaşa-
 les  tab   a les d r. A les nden aldığı eğ t m de onun   ğı 1908'de İstanbul Dar’ul Fünun Edeb yat Müder-  yaklaşmıştır.  yanlardan  olmuştur. “Âk f’ n  tam  b r  münevver
 sert fikası olmadan b t rd ğ  b r okuldu. Akıl nasıl   r sl ğ ne geç ş ne kadar  lerler. Bu dönemded r k    aydın sorumluluğu  ç nde hareket etmes n n en
 eğ t m  le h zaya get r l yorsa ruh da b ttab  ahlak   Fer t Vecd , Muhammed Abduh, Cemalett n Efga-  Tüm bunların har c nde Mehmet Âk f’ n ş  r-  güzel  görünümler nden  b r s ,   şgal  sırasında
  le h zaya gel r. Şüphes z k  ruhun eğ t m  aklın eğ -  n ’n n ve böylece aynı mefkure (ulaşılmak  stenen)   dek   ahlak  ve   deal nden  bahsedecek  olursak   Türk  m ll    rades n n  bünyes nde  somutlaştığı
 t m nden daha zordur. Babası Tah r Efend , oğluna    ç n İslam dünyasında yükselen sesler  şahs yet n-  Âk f İslam  k ml ğ n , a les nde aldığı eğ t m , gör-  çel k   rade,  Mustafa  Kemal’ n  Anadolu’da  Batılı
 çok güzel b r ahlak ve mükemmel b r terb yen n   de derlem şt r. Fakat Mehmet Âk f her ne kadar   güyü ş  r ne de her zaman yansıtmıştır. B l nd ğ    emperyal st güçler   st la ve  şgaller ne karşı baş-
 yanında medrese  l mler n  de öğretm şt r. B zzat   bunu kend  şahs yet nde derled yse de düşünce   üzere  Mehmet  Âk f’ n  edeb   k ml ğ   mesleğ ne   lattığı Kuvâ-y  M ll ye d ren ş harekâtına tam b r
 Mehmet Âk f babası  ç n “Ne b l yorsam ondan öğ-  dünyasıyla   ç nde  bulunduğu  dünya  b rb r yle   kadar yansımıştır. Âk f sadece ş  r yazmakla kal-  kararlılıkla katılmasıdır. İstanbul 16 Mart 1920’de
 rend m.” dem şt r. İnkâr ed lemeyecek b r gerçek   uyuşmuyor. Çünkü dünya çağdaş ve m ll yetç l k  s-  mamış edeb yatı hayatına  şlem ş ve  nsanlara bu   İt laf Devletler  tarafından  şgal ed l nce Âk f Eşref
 daha vardır k  ahlak her zaman düşünce dünyasını   tey p İslam’ı yok etmek  steyen ger  kafalı kend n    pencereden  seslenmeye  başlamıştır.  Mesela   Ed p’e şöyle der: “Artık burada duracak zaman de-
 da şek llend r r. Katol k mezheb ne mensup olan   çağdaş (!) d ye n telend ren ve İslam’ı  stey p “Çağ-  Mehmet Âk f’ n yaşadığı zamanlar tam olarak Os-  ğ ld r. G d p çalışmak lazım. B z m tarafımızdan
 b r Hr st yan’ın fik rler  de Katol k b r elb se geç r r   daş da neym ş bunların heps  İslam’dan nefret ed -  manlı’nın son ve karanlık olduğu dönemlere  sa-  halkı tenv re (aydınlatmaya)  ht yaç varmış; çağı-
 üstüne veyahut da Ortodoks b r Yahud , reform st   yor, tükürün bunların suratlarına” d ye ortalıkta ge-  bet ed yordu. M llî Mücadele Dönem ’nde m llet    rıyorlar mutlaka g tmel y z. Ben yarın Anadolu’ya
 b r Yahud   le aynı düşünceye sah p olmayacağı   z nen bağnaz, yobaz ve d ğer ger  kafalı  k  grubun   düştüğü üm ts zl k çukurundan çıkarmak o dö-  hareket ed yorum k msen n haber  olmasın sen
 açık b r gerçekt r. Âk f’ n  deal nde o büyüdükçe   tam ortasında kalmıştır. “O zamana kadar çağdaş   nem n aydınlarına kalmıştı. Mehmet Âk f  şte bu   de  darehanen n  şler n  derle topla Seb lürreşat
 yavaş yavaş şek llenmeye başlar. Çağdaş İslam dü-  ve m ll yetç  den nce akla d ne karşı veya yabancı   yüzdend r k  “Asım’ı” yazmıştır.  kl şes n   al  arkamdan  gel.  Meş hattak lerle  de
 şünürler n  okur. O devr n sanat ocağı olan derg -  olan k ş , d nc  ve Müslüman den nce de m ll yet-  temas et Harekât-ı M ll ye aleyh nde b r halt et-
 lerde (Res ml  Gazete, Servet  Fünun) ş  rler yayın-  ç l ğ  ve çağdaşlığı tanımayan  nsan akla gel rd .”   “Asım’ın Nesl  d yordum ya, nes lm ş gerçek.  mes nler.” İşte bu göze pek davranışı sonuçlarını
 lar.  B r  yandan  mesleğ    ç n  Anadolu’da  dolaşır,   M ll yetç , ırkçı yan  kem kç   d , d nc   se hurafec    İşte ç ğnetmed  namusunu ç ğnetmeyecek. “  elde edeceğ  çıkara göre değ l b zzat der nlerden
 Anadolu’yu  kel men n  tam  anlamıyla  görür.  Bu   ve vatansız varlıktı. Ruhlarımızı aynı zamanda b r   gelen köklü b r “ruhun” m rasçısı b r anlayışla da-
 arada evlen r. Bu demekt r k  özel hayatının, ş  r -  hezeyan (saçma) teşk l eden bu safsatadan kurta-  Adeta  göğsünde  çağlayan  coşkuyu  ş  r ne   vasına sah p çıkmış b r ab ded r, Âk f.”
 n n fik rler n n alacağı esas yön ve temel bu dö-  ran Mehmet Âk f’t r. Türkün Müslümanlıktan, m l-  yansıtmıştır.
 nemde  olgunlaşır,  değ şmez  ç zg s n   alır.  Karşı-  l yetç l ğ m z n İslam’dan ayrılmayacağını b ze öğ-  “Uyan ey Müslüman! Sana zulmeden zal mle-
 mızda yavaş yavaş b r şa r, b r ülkü adamı bel r yor.   reten o oldu. “Âk f’ n sıhhatl  beden nde barınan ıs-  re karşı kıyamda bulun”
 Her gelen gün her sabah dağların üstünden aşan   tırap, dem rden b r heykel  andıran varlığına yer-




 26                                                                                              27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34