Page 28 - GençNazar - Edebiyat Kültür ve Sanat Dergisi
P. 28
Sayı: 3 / 2021
leşt r lm ş lah b r unsur olan kalb n n çarpıntısıy- Buram buram m ll mücadele kokuyor ş rler .
la, şu mısrada fades n buluyordu. “Türk m llet ne her da m üm t aşılamıştır. Ona
göre kalb nde Allah aşkı olanın üm ts zl ğe ayıra-
“D l yok kalb m n ondan ne kadar b zarım
cağı b r kalp odacığı b le yoktur.”
(usandım)!”
Âk f’e göre hayat meydanına atılan nsanın
Onun ruhunun, beden yle çehres ne akseden
MEHMET AKİF’İN manasını vasıflandırmak sterken şu portrey ç z- karşısına çıkacak olan lk engel üm ts zl kt r. Bu
AHLÂKI VE İDEALİ mem z lazım gel yor: Vakar dolu b r alın, haya bakımdan başarılı b r hayat ç n buradan lk ve en
müh m unsur üm t oluyor. İnsanın devamlı muh-
dolu b r çehre; ş ddet dolu b r bakış, man dolu
taç olduğu bu üm d en güzel şek lde tem n eden
Reyyan NEHİR b r s ne.”
mandır. İslam manıdır. Öyleyse manlı nsan
“Mehmet Ak f’ m llet ve İslam şa r yapan fi- üm ts zl ğe (ye’ se) düşmez:
k rler ne gel nce Mehmet Âk f’ n k ülküsü bu-
“Ye’ se h ç düşmeyecek zerrece manı olan…”
lunmaktadır: İslam ve M llet.”
r nsanın ler k zamanlarda kend nden
Res m: Reyyan NEHİR Bu durum ç n akıl hocası demek ne kadar
sonrak nes ller tarafından anılması ç n Burada apaçık b r gerçekt r k babası mam ya
doğrudur b lm yorum ama Mehmet Âk f o dö-
Bgördüğü eğ t m, verd ğ çaba, aldığı ter- da medrese öğretmen olan b r evlat yoktur k
b ye, lerled ğ yolda her zaman yanında bulun- b r gün ışığı bu tablonun b r tarafını aydınlatıyor. aynı zamanda İslam'ı öğren p bunu hayata nemdek nsanların yolunu aydınlatan b r ışık, b r
durduğu yol azığıdır. İnsan olmayı a les nden öğ- Bu olgunlaşmanın sonucu edeb yat onda gele- geç rmeyen b r evlat olsun. Mehmet Âk f; İslam’ı yol göster c olmuştur. Mehmet Âk f Ersoy m ll
ren r, terb yes ve ahlakı buna göre şek llen r. Meh- nekleş r ve esas mesleğ n aşar. B rtakım okullarda öğrenm ş, hayatına geç rm ş k m zaman b r mücadele ruhunu sadece nsanlara aşılamakla
met Âk f Ersoy’un da bu günlere gelmes n n ves - edeb yat öğretmenl ğ yapar. Bu edeb yat hocalı- filozof edasıyla bazı konulara şüphe le kalmamış, aynı zamanda kend de bu ruhu yaşa-
les tab a les d r. A les nden aldığı eğ t m de onun ğı 1908'de İstanbul Dar’ul Fünun Edeb yat Müder- yaklaşmıştır. yanlardan olmuştur. “Âk f’ n tam b r münevver
sert fikası olmadan b t rd ğ b r okuldu. Akıl nasıl r sl ğ ne geç ş ne kadar lerler. Bu dönemded r k aydın sorumluluğu ç nde hareket etmes n n en
eğ t m le h zaya get r l yorsa ruh da b ttab ahlak Fer t Vecd , Muhammed Abduh, Cemalett n Efga- Tüm bunların har c nde Mehmet Âk f’ n ş r- güzel görünümler nden b r s , şgal sırasında
le h zaya gel r. Şüphes z k ruhun eğ t m aklın eğ - n ’n n ve böylece aynı mefkure (ulaşılmak stenen) dek ahlak ve deal nden bahsedecek olursak Türk m ll rades n n bünyes nde somutlaştığı
t m nden daha zordur. Babası Tah r Efend , oğluna ç n İslam dünyasında yükselen sesler şahs yet n- Âk f İslam k ml ğ n , a les nde aldığı eğ t m , gör- çel k rade, Mustafa Kemal’ n Anadolu’da Batılı
çok güzel b r ahlak ve mükemmel b r terb yen n de derlem şt r. Fakat Mehmet Âk f her ne kadar güyü ş r ne de her zaman yansıtmıştır. B l nd ğ emperyal st güçler st la ve şgaller ne karşı baş-
yanında medrese l mler n de öğretm şt r. B zzat bunu kend şahs yet nde derled yse de düşünce üzere Mehmet Âk f’ n edeb k ml ğ mesleğ ne lattığı Kuvâ-y M ll ye d ren ş harekâtına tam b r
Mehmet Âk f babası ç n “Ne b l yorsam ondan öğ- dünyasıyla ç nde bulunduğu dünya b rb r yle kadar yansımıştır. Âk f sadece ş r yazmakla kal- kararlılıkla katılmasıdır. İstanbul 16 Mart 1920’de
rend m.” dem şt r. İnkâr ed lemeyecek b r gerçek uyuşmuyor. Çünkü dünya çağdaş ve m ll yetç l k s- mamış edeb yatı hayatına şlem ş ve nsanlara bu İt laf Devletler tarafından şgal ed l nce Âk f Eşref
daha vardır k ahlak her zaman düşünce dünyasını tey p İslam’ı yok etmek steyen ger kafalı kend n pencereden seslenmeye başlamıştır. Mesela Ed p’e şöyle der: “Artık burada duracak zaman de-
da şek llend r r. Katol k mezheb ne mensup olan çağdaş (!) d ye n telend ren ve İslam’ı stey p “Çağ- Mehmet Âk f’ n yaşadığı zamanlar tam olarak Os- ğ ld r. G d p çalışmak lazım. B z m tarafımızdan
b r Hr st yan’ın fik rler de Katol k b r elb se geç r r daş da neym ş bunların heps İslam’dan nefret ed - manlı’nın son ve karanlık olduğu dönemlere sa- halkı tenv re (aydınlatmaya) ht yaç varmış; çağı-
üstüne veyahut da Ortodoks b r Yahud , reform st yor, tükürün bunların suratlarına” d ye ortalıkta ge- bet ed yordu. M llî Mücadele Dönem ’nde m llet rıyorlar mutlaka g tmel y z. Ben yarın Anadolu’ya
b r Yahud le aynı düşünceye sah p olmayacağı z nen bağnaz, yobaz ve d ğer ger kafalı k grubun düştüğü üm ts zl k çukurundan çıkarmak o dö- hareket ed yorum k msen n haber olmasın sen
açık b r gerçekt r. Âk f’ n deal nde o büyüdükçe tam ortasında kalmıştır. “O zamana kadar çağdaş nem n aydınlarına kalmıştı. Mehmet Âk f şte bu de darehanen n şler n derle topla Seb lürreşat
yavaş yavaş şek llenmeye başlar. Çağdaş İslam dü- ve m ll yetç den nce akla d ne karşı veya yabancı yüzdend r k “Asım’ı” yazmıştır. kl şes n al arkamdan gel. Meş hattak lerle de
şünürler n okur. O devr n sanat ocağı olan derg - olan k ş , d nc ve Müslüman den nce de m ll yet- temas et Harekât-ı M ll ye aleyh nde b r halt et-
lerde (Res ml Gazete, Servet Fünun) ş rler yayın- ç l ğ ve çağdaşlığı tanımayan nsan akla gel rd .” “Asım’ın Nesl d yordum ya, nes lm ş gerçek. mes nler.” İşte bu göze pek davranışı sonuçlarını
lar. B r yandan mesleğ ç n Anadolu’da dolaşır, M ll yetç , ırkçı yan kem kç d , d nc se hurafec İşte ç ğnetmed namusunu ç ğnetmeyecek. “ elde edeceğ çıkara göre değ l b zzat der nlerden
Anadolu’yu kel men n tam anlamıyla görür. Bu ve vatansız varlıktı. Ruhlarımızı aynı zamanda b r gelen köklü b r “ruhun” m rasçısı b r anlayışla da-
arada evlen r. Bu demekt r k özel hayatının, ş r - hezeyan (saçma) teşk l eden bu safsatadan kurta- Adeta göğsünde çağlayan coşkuyu ş r ne vasına sah p çıkmış b r ab ded r, Âk f.”
n n fik rler n n alacağı esas yön ve temel bu dö- ran Mehmet Âk f’t r. Türkün Müslümanlıktan, m l- yansıtmıştır.
nemde olgunlaşır, değ şmez ç zg s n alır. Karşı- l yetç l ğ m z n İslam’dan ayrılmayacağını b ze öğ- “Uyan ey Müslüman! Sana zulmeden zal mle-
mızda yavaş yavaş b r şa r, b r ülkü adamı bel r yor. reten o oldu. “Âk f’ n sıhhatl beden nde barınan ıs- re karşı kıyamda bulun”
Her gelen gün her sabah dağların üstünden aşan tırap, dem rden b r heykel andıran varlığına yer-
26 27