Page 63 - KalemYar
P. 63
Dün Gibi Hatırlıyorum
Farkında mıydı b l nmez, etrafındak ler sına anlatamadığı o günü, sm n her andı- b r gün olsun kalb m kırmadı. B r kt rd ğ m
Kend yet m n veya başkasına a t h ç oralı değ lse de, zorunlu b r görev cra ğında ruhuna b nlerce rahmet okuduğu am- paralarla ben evlend rd , beş dönüm de
ed yormuşçasına o bıkmadan usanmadan cası Hacı Ahmet’ n kend s ç n yaptıklarını tarla aldı. Daha ne yapsın.
b r yet m h maye eden k mseyle
anlatmaya devam ederd . Lak n etrafında h çb r ayrıntısını atlamaksızın bazı günler k
ben,( şaret parmağıyla orta
kend s n d nleyen b r s olduğunu anlayınca üç defa anlatırdı. Mektepl küçük kardeş m, Yağmurlu, rüzgârlı b r kış gününde
parmağını göstererek) cennette daha b r şevkle anlatırdı. Dede, o gün baban yok kısa sürel bellek, yok uzun sürel bellek dedem, amcası Hacı Ahmet’ n m rasını b ze
şöyle yan yana bulunacağız. neredeyd , d yerek araya g rd m. B lmed - d ye b r şeyler anlatırdı ya o da tam anlamıyla yüzlerce defa aktarmış olmanın rahatlığıyla
(Hz. Muhammed) ğ mden sormamıştım bunu. Aslında anlattı- ş n ç nden çıkamazdı. fan âlemden göçüp g tt ğ günden bu yana
ğı hatıraların bütün ayrıntılarını hane halkı ben her gün aynı soruyu soruyorum kend -
olarak ezberlem şt k. Z ra onlarca kez anlat- Yeş lden sarıya dönmüş bahçedek dut me: Bugün torunlarına m ras kalab lecek ne
mıştı her b r n . Öyle k aynı şeyler beş on da- ağacı yapraklarının rüzgârda savrulmasına yaptın?
acı Ahmet amcam -Allah rahmet k ka arayla anlatmasını da gar psem yorduk günler kala -dedem n dey m yle gölgeler n
eyles n- ben çok severd , d yerek artık. N nem n vefatından sonra feleğ n b r vad ye çöktüğü- b r k nd vakt nde b r amca- ***
Hsöz g rd ğ nde odada bulunan- c lves de bu unutkanlık hastalığı olmuştu. zadem z, dedem z yarete gelm şt . Konu ne-
lardan k mse kend s ne b r şey sormuş değ l- B r adamın hanımı öldü mü kend s de ölü- reden açıldı hatırlamıyorum ama dedem Ömer, okuduğu h kâyey b t r nce k tabı
d . Son k üç yıldır, özell kle ayakları da tut- lerden sayılır, d yordu n nemden söz açılın- y ne amcası Hacı Ahmet’ anlatıyor. Dedem, kapatıp tekrar kapağına baktı: H kâyelerle
maz olunca, avluya bakan küçük pencereyle ca. Hacı Ahmet amcasını anlatır da göz pınarları Kavramlar Antoloj s . K tabı kütüphaneden
köyün karşı tarafındak dağa bakan pence- boş durur mu? M safir m z, oluşan ağır duy- ödünç almak üzere k alt katta bulunan kayıt
ren n b rleşt ğ köşede ser lm ş yer yatağına – Babam kuru üzüm falan b r şeyler sat- gusal havayı dağıtmak ç n olsa gerek, sebe- görevl s n n yanına dalgın dalgın nmeden
sığdırmıştı dünyasını. Uyumuyorsa dağa maya g tm şt . O zamanlar ş md k g b köy b n b lm yormuşçasına sordu: önce babasının sözler n hatırlamıştı: Toru-
bakan büyük pencereye artık kamburu be- arabası yoktu. Atla, katırla g d l rd şehre. Mal num Hz. Ömer g b ad l olsun, d yerek bu
l rg n sırtını vererek -belk de dönerek- bağ- erken satılmayınca g d p gelmek üç-dört – Sen n k amcan daha vardı. N ye Hacı sm sana deden verd .
daş kurup otururdu. gün süreb l yordu. Babam eve döndüğünde Ahmet’ bu kadar çok sev yordun? Ne d ye-
annem ölel k gün olmuştu. Annem n öldü- ceğ n hep m z n çok y b ld ğ bu soruya
Annem, ded devamla. Konuştuğunda da ğü gün nsanın yüzünü bıçak g b kesen b r cevap ver rken dudaklarından t r l t r l dökü-
geceler yastığının altına koyduğu yeş l rüzgâr es yordu dışarda. Ben mezarlığa gö- len sözcüklere sıcak, tuzlu damlalar -ger de
renkl , doksan dokuz tanel tesp h n taneler - türmed ler. kalan seksen yılı göstermey boşlamamış ç z-
n b rer b rer çekerek önüne bakıyordu çoğu g lerden süzülerek- eşl k ed yordu. Dudakla-
zaman. O anlatırken yüzüne bakmasaydım *** rını bükmüş, eller böğründe b r çocuk edası- Tah r BAŞARAN
zannederd m k geçm ş gösteren s h rl b r na bürünüyordu böyle zamanlarda. Daha
zaman aynasına seyre dalmış, gördükler n Kend s n z yarete gelen akrabaları tanı- önce h ç anlatmamış g b yd .
anlatıyor. madığı -b z hane halkını dah karıştırdığı- za-
manlar oluyordu. Kend s n görmeye gelen – Annemden on yıl sonra babam da vefat
– Annem öldüğünde, dün g b hatırlıyo- hemen herkes hayrete düşüren, onca şey ed nce b r de yet m kaldım. Ben tek kardeş-
rum, beş-altı yaşlarında ya vardım ya yok- unutmuşken bazı olayları bu derece net b r t m. D ğer amcalarım ben m toprağımdan,
tum. Annem, dayımlarda hasta yatağında şek lde hatırlamasıydı. Annes n n hastalanıp bahçemden faydalanmak ç n ben yanlarına
uzanmış, ben yanı başına oturtmuştu. Dün ölmes n , üvey annes n n ağzı burnu kan almak st yorlardı ama ben onlarla yaşamak
g b hatırlıyorum annem durmaksızın öksü- ç nde kalıncaya dek kend s n dövdüğü, kan stem yordum. Oysa amcam Hacı Ahmet -
rüyordu. revan ç nde kalan elb ses n götürüp dere- Allah b nlerce defa kend s nden razı olsun-
de yıkadığı ama korkudan bu durumu baba- b r karış toprağımı, b r kuruş paramı yemed ;
60 KALEMYÂR SAYI 2 61