Page 17 - 81 Çalıkuşu Batman
P. 17

DİLİN İŞLEVİ VE ETKİSİ ÜZERİNE











                                             ‘’Dil, insanlığın kendisidir ve zihin hayatımız onunla vardır.’’
                                                                                       Ahmet Hamdi Tanpınar


             Dil,  insanlık  tarihi  kadar  eski  bir  yapı  taşıdır.  İçinde  yaşadığı  topluluklarla  birlikte  zamanla
         yenilenen,  gelişen  bir  özelliğe  sahiptir.  Dil,  sürekli  bir  hareket  hâlindedir.  İnsanlar  arasındaki
         iletişim işlevi olan dil, zamanla ulusların kimliğini belirlemiştir. Dil, temel bir yapı olma özelliğiyle
         dünü,  bugünü  ve  yarını  etkileyen  en  önemli  olgudur.  Bu  olgu  dilin  ulus  olma  bilincini  ortaya
         çıkarmadaki katkısı yadsınamaz.
            Dilin böylesine derin köklere sahip olması birçok alanı da etkileyerek kapsayıcı rol üstlenmiştir.

         Bu alanlardan en önemlileri: tarih ve kültürdür. Tabii, bu ilişki bağlamına geçmeden evvel dilin ne
         olduğunun ve özelliğinin bilinmesi gerekir.


             Dil  üzerine  birçok  bilim  insanı  farklı  tanımlarda  bulunmuştur.  Muharrem  Ergin,  “Dil,  insanlar
         arasında  anlaşmayı  sağlayan  tabi  bir  vasıta,  kendisine  mahsus  kanunları  olan  ve  ancak  bu
         kanunlar  çerçevesinde  gelişen  canlı  bir  varlık,  temeli  bilinmeyen  zamanlarda  atılmış  bir  gizli
         antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessesedir.” (Türk Dil Bilgisi, 1972) derken,

         N. Chomsky, “Dil, zihnî bir organdır.” (Doğa ve Dil, 2001) diye ifade eder.
           Dil zamana, coğrafyaya ve topluma göre sürekli şekillenir, değişir, gelişir. Dil, durağan değildir.
         Dilin  birtakım  toplulukların  iletişim  halinde  olmasıyla  birbirlerinin  diline  katkıda  bulunmuşlardır.
         Türkçe’ye;  Arapça  ve  Farsça  dillerinden  sözcüklerin  eklenmesi  coğrafi  konum  ve  aralarındaki
         yakın ilişkilerden kaynaklanmasıdır. Bu sadece Türkçe için değil, dünyadaki keşfedilmemiş saf

         diller hariç bütün dillerde hemen hemen vardır.


           Dilin oluşumu belli bir yapıya dönemsel olarak ulaşmasıyla ulusal bir yapıya dönüşür. Bu yapı
         ulusal bir kurum haline gelir. Bu dili kullanan insanlarda milli bir duygunun gelişmesine ve belli
         ilkeler etrafında birleşmesine neden olur. Bazen de kültürel yozlaşmaya da neden olabilir. Mesela
         ‘’kültür’’ kelimesi, toplum içinde yerini almış ve Türkçesi olan ‘’hars’’ ya da ‘’ekin’’ kelimesi toplum
         içinde  kullanılmamaktadır.  Modern  çağda  yani  günümüzde  ‘’selfie’’  kelimesinin  Türkçe  karşılığı
         olan ‘’özçekim’’ kelimesinin kullanılması zor hâle gelmiştir. Yabancı kelimelerden arınmak saf dili

         yakalama noktasında öneme sahip olsa da çağın postmodern dönem olmasından dolayı dillerin
         iç içe geçmesinin de artık önüne geçmek maalesef zordur.





       13
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22