Page 65 - GencNazar
P. 65

ta-i nazarından batî idi. on beş yirmi günde görülecek işi iki üç ayda gördü. Abdulkerim Paşa

               gâyet anûd İdi. Hareket planı için bir kere aklına yerleştirdiği fikrin ahvâl ve zamânâ göre
               tağyîri bu zât için mümkünsüz idi. Serdar’ın yalnız bir meziyeti var idi ki bu da eski umerây-ı
               askeriyyemizden bulunduğu cihetle o zaman Serdar’ın taht-ı kumandasında bulunan diğer ku-
               mandanlarca büyük tanınmış bu sebebten kendisinin fevkalâde merıyye’l hâtır ve muhterem

               bulunmasıydı.’’  Yazarın belirttiği gibi Abdulkerim Paşa, Rumeli ordu komutanlığına atandığı
                              3
               sırada yetmişli yaşlarda olup birçok savaşa katıldığı için savaş tecrübesi olmasına karşın karar
               ve hareketlerinde çok yavaş olup fikirlerinde şartlara göre uygun olabilecek  değişiklikler  de
               yapmadığı için başarılı bir kumandan olarak görülmemiştir. Yazar , işbirliği içinde bulunduğu

               diğer komutanların kendisine ve kararlarına  saygı gösterme nedeni olarak da yaşının büyük
               olmasını gösteriyor.

                 Yazar kitapta, savaş sırasında yaşanmış çarpıcı olaylardan da söz ediyor. Bunlardan birisi ‘’
               Bu muhasarada Ruslar dehşetli sebât gösterdiler. Muhasara otuz gün devam etti. Son günlerde

               Ruslarda erzâk ve hayvanattan birşey kalmamış olduğundan asker vefat eden arkadaşlarının
               lâşelerini yerler. Yine teslim olmazlar.’’ Anlaşıldığı üzere Osmanlı ordusu 93 harbinde doğu
               Anadolu bölgesinde şiddetli bir şekilde devam eden kale kuşatması sırasında  Rus ordusunu
               kaleye sıkıştırmışlar  ellerinde hiçbir erzak kalmamasına ve açlıkla büyük imtihan olmaları-

               na rağmen Ruslar mücadeleden  vazgeçmemiş ve teslim olmamışlar. Ve hayatta kalmak için
               ölen askerlerinin cesetlerini yemişlerdir. Rus askerinin bu hareketi karşısında Osmanlı askerleri
               oldukça şaşırmış olmalılar. Daha önce benzerine az rastlanan bir durumdur.

                 Sonuç olarak hem doğuda hem batıda aynı anda savaşmak zorunda kalan aynı zamanda ciddi

               iç problemleri olan Osmanlı devletinin bu savaştan yani 93 harbinden Rusların  karşısında ye-
               nik olarak çıktığını görüyoruz. Ruslar sadece Osmanlı devletine konsantre olmuşken Osmanlı
               devletinin aynı anda birçok şeyi düşünmek zorunda kalması ve savaşlardan yıpranan ordu kuv-
               veti ve ekonomi bunda etkin amillerden olmuştur. Bu savaşın sonucunda yine şartları çok ağır

               olan 1878 Ayastefanos antlaşması  imzalanıyor. Bu anlaşma her ne kadar geçerliliğini yitirmiş
                                                4
               olsa da bu anlaşmanın Osmanlı devleti tarafından imzalamış olması siyasi bir çaresizliğin baş-
               ladığının göstergesidir.

               3       Ahmed Saib’in Son Osmanlı-Rus Muharebesi. Merve Öter
               4       Ayastefanos Antlaşması panslavizm siyasetinin bir zaferiydi. Rusya’nın Osmanlı Dev-
               leti üzerinde bu derece nüfuz sahibi olması ve mevcut siyasî dengeyi tek taraflı olarak bozması,
               başta İngiltere olmak üzere diğer devletlerin muhalefetiyle karşılandı. Bu sebeple Ayastefanos
               Antlaşması’ndaki maddeler, 13 Haziran 1878 tarihinde toplanan Berlin Kongresi’nde yeniden
               ele alındı ve değiştirildi (bk. BERLİN ANTLAŞMASI). Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991
               yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 225 numaralı sayfada yer almıştır.




                                                                                                      65
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70