Page 36 - GencNazar
P. 36

Yine harçlıklarımızı biriktirdik, Ankara’dan kraft kağıt getirttik ve bir kırtasiyede 100 adet basıp
               üniversitede stant açıp sattık. Sonra ilk sayıda üçüncü baskıyı gördük, 4 sayı sonra artık bin

               baskıya ulaşmıştık. Dergiyi kendi kendine döndürmeye gayret ettik hep, satıp o parayla daha çok
               dergi bastık. Böyle böyle 2400 tiraja ve 50 ilde bayiiye ulaşmıştık. Bu Türkiye için ciddi bir okunma

               miktarıydı. Hele de gençlerin çıkardığı, sermayesiz ve bağımsız bir dergi için hayal edilemeyecek
               kadar iyiydi. En azından biz bu kadarını hayal edemiyorduk başlarken. Ancak rüyamızda görüyorduk.

               Serçe   sayesinde   sevdiğim   yazarlarla  tek  tek  görüşmeye    başladım,   onlarla  aynı
               dergilerde bulundum, birlikte çay içtim, arkadaş oldum. Kitaplığımda kitabı bulunan

               ve yaşayan hemen hemen her şairle vakit geçirdim. Bu benim için inanılmaz bir
               şey.   Çehre’yi  çıkardığımızda   işin  buralara   geleceğini  asla   tahmin    edemezdim.

               Orada da kalmadı, daha da ilerledi. Bir süre sonra en sevdiğim gazetede köşe yazarı oldum. Lisedeyken
               şair ve köşe yazarı olmak benim için ancak 40 yaşından sonra ulaşabileceğim bir şeydi. Sevdiğim o

               şairler, Sezai Karakoç’lar, İsmet Özel’ler hep köşe yazarlığı yapmışlardı. Bu işe 22 yaşında başladım.
               Çok sevdiğim bir başka yazar olan Mevlana İdris’le birlikte çalışmaya başladım daha sonra. ÇETO dergisinde

               editör oldum. Artık geçimimi de kalemimle karşılamaya, kazandığımla kitaplar almaya başladım.

                   Bunlardan daha da güzeli şuydu: Birlikte yazmaya başladığımız arkadaşlarla hep birlikte

               yürüdük, büyük dostluklar kazandık. Hüseyin, Ceren, Esma ile birlikte anılıyorduk, birimizin adı
               geçtiğinde hemen diğerlerimiz akla geliyordu. Sonra çizerlerimizle dost oluyorduk, acımızda

               koşuyorlardı, gülünce birlikte gülüyorduk. 4 yılda 40’tan fazla kişi geldi, geçiyor. Güzellikler
               çoğalıyor.

               Ben de işte tüm bu güzelliklerin içinde ve sayesinde okuyorum, yazıyorum. Sonra yine okuyorum ve
               yine yazıyorum. Sonra yine.

               Bu benim için bir hayaldi. Çok şükür onun büyük kısmına ulaştım. Bazı şeyleri paylaşmak gerekiyor.
               Bana dediler ki bunu anlat, bu yoldaki gençlerin heyecanı artsın. Ben de anlattım.

               Ben süperim ve başardım demiyorum. Ben bile başardım, siz ne duruyorsunuz diyorum.


               Yağmur yüzünüze değsin, güneş bir mızrak boyu yükselsin.
               Yola çıkma vakti gelsin.

               Sakın geçmesin.
               Yoldaş olalım, yolu bekletmeyin.








            36
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41