Page 34 - GencNazar
P. 34
Allah yola çıkanların yardımcısıdır. Böyle bildik.
Bir internet kafede yaklaşık 5 saat uğraştıktan sonra dergimizi hazırladık.
Kırtasiyeye gittik, biriktirdiğimiz para sadece 40 tane basmaya yetiyordu. Nasip dedik,
çıktıları aldık ve zımbaladık. Artık biz de o zehri tatmıştık. Dergiciliğe giriş yapmıştık.
Dergimiz beklediğimizden daha çok ilgi gördü. 40 dergide ne kadar ilgi
beklediniz, ne kadar gördü ki diyebilirsiniz. Bahsettiğim ilgi derginin ulaştığı
kişilerden gelen dönüşlerle ilgiliydi. Bu dönüşlerin her biri bizde çok kıymetliydi.
Tabii bu dergiyi kesinlikle dağıtmadık, sattık. Bu çok önemliydi bizim için. Derginin
bir ederi olmalı. Elbette insanın içini açtığı, sanatını döktüğü bir şeye paha biçilemez fakat
bedelsiz olarak dağıtıldığında ona kıymet vermeyenlerin elinde yok olup gidebilir. Bir
bedel belirlemek lazım mutlaka. Bir ev geçindirmiyorsak kâr amaçlamaya asla gerek yok.
Lise bitti, geriye baktığımda benim için en büyük lise anısı Çehre’dir. En “iyi ki”si de odur. Onu
çıkarmamış olsaydık devamı da gelmeyecekti. Üniversiteye başladığımızda Serçe’yi kurmayacaktık.
Üniversitemin ilk yılı 2015’e denk geliyordu, Türkiye’de sık sık bombaların patladığı, nefret
ikliminin hızla büyüdüğü bir dönemdi. Bir eylemde bomba patlıyordu ve biz sosyal medyada
“keşke şunlar da ölse” paylaşımlarını görüyorduk. Korkunçtu. Suriye’yi iç savaşa götüren en büyük
şeyin millet olma duygusunun yok olması, nefret ikliminin büyümesi olduğunu biliyorduk ve bu
tepkiler sonucu Türkiye’nin Suriye’leşmesinden çok korktuk. Ülkemizi seviyorduk, hala seviyoruz.
Bilenler bilir, bu bombalar orada bulunan kişileri öldürmekten çok infial uyandırmak
amacıyla patlatılır. Nefreti körüklemek, öfkeyi büyütmek için. Biz bu nefrete karşı
bir şey yapmak istiyorduk, insanlara sevdayı hatırlatmak, umutlarına dokunmak…
34